top of page
  • Yazarın fotoğrafıEkrem Çankırlı

Teknolojinin Dönüşümü

Günümüz teknolojisini anlamak için insanlığın geçtiği aşamaları ve bu aşamalarda işlerini kolaylaştırmak için yapmaya çalıştığı icatları, ürünleri göz ardı etmemek gerekir. Bunların hepsi teknoloji olgusu için yaratılmış ve insanın bireysel olarak ihtiyaçlarından kaynaklanmaktadır. Tarihi itibariyle teknoloji kavramı yüzyıllardır ve günümüzde kullanılmaktadır. Etimolojik olarak Latince kökenli Techne "nitelikli emeğe dayalı sanat ve zanaat" ve Logos "akıl, kelime ve konuşma" anlamına gelen kelimelerinin birleşimi ile oluştuğu ifade edilmektedir. Taş aletlerden başlayarak günümüzdeki en basit haliyle kullandığımız kalem, defter dahil, üretimi şekillendiren tüm makineler, yazılımlar gibi aklınıza gelebilecek her türlü insan hayatını kolaylaştıracak ürünler birer teknoloji olup teknoloji kavramının içine girmektedir.

Dönem itibariyle Dünya'nın, Avrupa etkisi altında kaldığı Rönesans aydınlanma dönemi ile süre gelen Modernite süreci ve dünyaya etkisi, o dönemdeki düşünürlerin merakı, yayınladıkları eserler tüm dünyaya yayılarak teknolojinin gelişim süreçlerini etkilemiştir. Birinci Sanayi devrimi ile başlayan ve keşiflerle desteklenen dönem; 18. ve 19. yüzyılda toplumsal mücadelelerin, diğer ifadeyle devrimlerin artması ile toplumları teknoloji ile daha da şekillendirdi. 

Teknoloji kavramı aslında insanlık tarihinin ilk adımlarında, insanlığın binlerce yıl öncesi yerleşik yaşama geçmesi ile; neolitik döneme ve tarım toplumuna geçişiyle başlamıştır. Kimi tarihçiler tarafından “neolitik devrim” ya da “tarım devrimi” olarak da adlandırılan bu süreçte “bitkileri, hayvanları ve ateşi” evcilleştiren insanoğlu, yerleşik yaşama geçerek binlerce yıl sürecek uygarlık sürecinin ilk adımını atmıştı. Bu tarihten 18. yüzyıla gelene kadar geleneksel toplumların temel faaliyeti olan tarım, uygarlıkların, siyasal yapıların ve toplumsal yaşamın biçimlenmesinin alt yapısını oluşturdu. Başlangıcı, kabaca 1700’lü yılların ikinci yarısına tarihlendirilen Sanayi Devrimi ise, binlerce yıl boyunca oluşmuş olan ekonomik, siyasal ve toplumsal yapıları altüst edip, yeniden biçimlendirerek, günümüze kadar gelerek temelini oluşturdu (Aktükün, 2018). Özellikle 17. yüzyılın ikinci yarısı sanayi devrimi ile buharlı makinelerin keşfi ve yarattığı etki ile makine kullanımın artması dönemi farklı bir boyuta taşıdı. Daha önceki dönemlerde makineler kullanılıyor olsa da bu dönemde demir cevheri kullanımının, demirciliğin ve buhar güç kaynağının artması vinçler, değirmenler, tekstil makineleri gibi daha da çeşitlendirilebilecek makinelerin kullanımının da artmasına sebep oldu. Ahşaptan yapılan makineler demirden yapılmaya başladı. Buhar enerjisinin bu makinelerde güç olarak kullanılması toplumsal mücadeleleri farklı bir boyuta taşıdı. Dolayısıyla toplumsal ve siyasal açıdan önemli sonuçları oldu. Köyden şehirlere göçler ile şehirlerde işçi sınıfının sayısı giderek arttı. Bu durum sürekli artan işçi sayısı ile sermaye sınıfı ve işçi sınıfı arasındaki etkileşimi de yoğunlaştırdı. Teknolojinin yarattığı güç ile bu olguyu yaratan, kullanan insanı anlamak açısından bu dönem, önemli bir yol ayrımı olarak düşünülebilir. Bir şekilde toplumlar arasında küresel yayılmacılığın artması ve kaynakların ekonomik bir değer haline gelmesi, sermaye olgusunun ön plana çıkmasına, kapital ile sosyal izm'lerin insanların önüne bir ideal ve tercih olarak konmasına sebep oldu. Yıllarca bu sebepler ışığında insanlık birbiri ile mücadele etti. Günümüzde de bu mücadele devam etmektedir. 

Günümüze ve geleceğe doğru baktığımızda ise günlük hayat içinde etkileşimde bulunduğumuz teknolojik ürünler devamlı kendini yeniledi, güncelledi ve gelişmeye devam ediyor. Bu dinamik döngü toplumları ve alışkanlıklarını biçimlendirdi. Özellikle bilişim, iletişim teknolojisindeki "sanat, zanaat ve akıl" üst seviyelere çıktı, insanlık için yeni bir idealin başlamasına ve insanların buna tutunmasına zemin hazırlandı. Özellikle günümüzde bilişim teknolojisi içindeki ürünler, insanlar arasında sınırları kaldırdı ve dijital zeminde herkese ulaşılabilir bir ortam oluştu. Dolayısıyla bu gelişim; 20. yüzyılın ikinci yarısında artan ve küreselleşme olgusu içinde yer alan yeni bir boyut olarak karşımıza çıktı. Belki de insanlık bilerek ya da bilmeyerek dijitalleşme kapsamında yarattığı yeni teknolojik ürünlerle yeni bir izm'e yol açtı, Dijitalleşme (Digitalizm) idealine sarıldı. Artık düşüncelerini, isteklerini, taleplerini mobil cihazında bir parmak hareketi ile paylaşabilecek ve sonucunda etkileşim içine girebilecek safhaya taşıdı. Bu safhadaki etkileşim gücü birinci sanayi devrimin sonucu olan buhar gücünden daha etkili bir güç haline geldi. Artık bilginin ve bilgi değerlerinin arttığı bir dönemde yaşandığının konuşulduğu yeni dönemdeki bu ütopik durum kulağa hoş gelse de sonuçlarının distopik bir sürece sebep olabileceği tartışılıyor. Teknoloji kavramının bu kadar etkin olduğu bir süreçte doğal olarak insanlıkta buna bağlı yeni bir aydınlanma ve dönüşüm içine giriyor. Bu dönüşümün teknolojinin iyi tarafları ile yoğunlaşması ümidi dile getirilirken, bilgi etkileşiminin yoğun olacağı yeni dönemde toplumlar için çok farklı sürece doğru yol alınabileceği söyleniyor. Yapay zeka, nesnelerin interneti, blok zinciri, sanal gerçeklik ve arttırılmış gerçeklik, makine öğrenmesi gibi teknolojik ürünlerin insanlığı ve günlük insan hayatını etkiler hale geldiği ifade ediliyor. Belki de bu dijitalleşme döneminde birinci sanayi devrimi sonrası olan göçler gibi köylerden şehirlere göç olmayacağı fakat kendi lokasyonunda yaşayan, çalışan yeni küresel dijital işçi sınıflarının oluşacağına kesin gözüyle bakılıyor. Dijital süreçlere dahil olan insan kaynağının ekonomik süreçleri etkileyebileceği tartışılıyor.

Tüm bu bilgiler, teknolojinin tarihsel sürecinden günümüze kadar insanın yarattığı teknolojilerin ne kadar kendi hayatını etkilediğini ve geleceğini şekillendirdiğinin bir göstergesi olarak karşımızda duruyor. Bu sürecin toplumları her zaman etkileyebileceği düşünülüyor. Bir düşünürün dediği gibi; evrenin bugünkü hali geçmişin sonucu, geleceğin sebebi olabilir mi? Tarihsel sürece bakıldığında 21.yüzyıldaki günümüz teknolojilerinin hali; geçmişte yüzyıllar öncesi yaratılan teknolojilerin sonucu, gelecekteki yaratılacak teknolojilerin sebebi olacağı, yeni bir aydınlanmaya ve dönüşüme yol açacağı olası görünüyor.

2 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
bottom of page