top of page
  • Yazarın fotoğrafıEkrem Çankırlı

Yol Güvenliği

Ulaşım; her gün bir şekilde içinde olduğumuz, belirlenmiş kurallar çerçevesinde bir noktadan diğer noktaya ulaşmak için çeşitli araç ve yöntemleri kullandığımız bir olgu.. konuyla ilgili bir çok kurum ve kuruluş konforlu, güvenli bir ulaşım adına yoğun şekilde çalışıyor. Havayolu, denizyolu, raylı sistemler gibi diğer ulaşım tipleri dışında özellikle risk faktörünün yoğun, anlık yaşandığı karayollarına göz attığımızda, verilere göre; seyir halinde olan ülkemiz karayollarında kayıtlı motorlu taşıt sayısı 2024 yılı itibariyle 29 milyona ulaşmak üzere ve yıl sonunda da bu rakamı geçebileceği tahmin ediliyor. Dolayısıyla karayollarında seyir halindeki yollar dahil araçların ve yolcuların güvenliğinin önemi daha da artıyor. 

"Dünya Sağlık Örgütü'ne göre; Karayolu trafik kazaları her yıl dünya çapında yaklaşık 1,19 milyon kişinin ölümüyle sonuçlanmakta ve 20 ila 50 milyon arasında kişinin ölümcül olmayan yaralanmalara uğramasına neden olduğu ifade ediliyor. Karayolu trafik ölümlerinin yarısından fazlası yayalar, bisikletliler ve motosikletliler gibi korunmasız yol kullanıcıları arasında meydana gelirken, Karayolu trafik yaralanmalarından kaynaklanan insani acılara ek olarak, hem yaralıların tedavi masrafları hem de ölen ya da sakat kalanların üretkenlik kaybı nedeniyle mağdurlar ve aileleri üzerinde ağır bir ekonomik yüke de neden olabildiğine dikkat çekiliyor." 

Dolayısıyla pek çok faktör hem karayolu trafik kazası riskini hem de bunların yol açtığı ölüm veya yaralanma riskini artırabiliyor. Bir örnek vermek gerekirse, araştırmalara göre; yüksek hızda araç kullanmak, hem çarpışma olasılığını hem de sonuçlarının ciddiyetini önemli ölçüde artırırken, ortalama hızdaki her yüzde 1'lik artış, ölümcül kaza riskinde yüzde 4'lük bir artışa neden olabiliyor. 

Yüksek hız dışında seyir halindeki yolun durumu, hava koşuları, sürüş koşulları, aracın teknik durumu ve karşı taraftaki sürücü davranışları gibi başka faktörlerde bulunmakla beraber bir dizi başka önemli risk faktörü bulunduğu da biliniyor.


  • Otomobil, minibüs, otobüs gibi araçlarda yolcu koltukları/arka koltuk dahil emniyet kemeri ve çocuk koruma sistemlerinin kullanılmaması, 

  • Motosiklet sürüşünde koruyucu kıyafet ve kask kullanılmaması,

  • Cep telefonu kullanımı da dahil olmak üzere dikkatin dağılması, 

  • Güvensiz araçlar ve güvensiz yol altyapısı,

  • Kaza sonrası bakımın yetersiz olması,

  • Trafik kanunlarının yetersiz uygulanması bunlardan bazıları.


Bu bağlamda riskleri en aza indirebilecek karayolu güvenliği değerlendirmesi, uygulaması ve planlaması konusunda kamu kurumları, özel kurumlar ve bir çok kurum tarafından ülkemiz dahil dünya genelinde çalışmalar yapılıyor. Dolayısıyla her zaman kamuyu koruma ve bilgilendirmede karayolu güvenliği en yüksek düzeylerde savunularak, iyi uygulamalar paylaşılarak, karayolu güvenliği konusunda farkındalığı artırmanın önemi vurgulanıyor.

DSÖ tarafından karayolu trafiğindeki ölüm ve yaralanmaları 2030 yılına kadar en az %50 azaltmayı hedefleyen Birleşmiş Milletler Karayolu Güvenliği Eylem planı oluşturulmuş olsa da trafik kazaları sonrası yaralanmalar ve ölümlerin devam edebileceğine dair bilgi direkt ifade edilmese de diğer %50 oranının içinde saklı duruyor. Bu oranların sıfırlara inmesi çok zor bir durum gibi görünse de, karayollarında oranları daha da aşağı indirecek bir takım yeni yöntemlere, yol güvenliğini ön plana alan ulaşım kurallarına ihtiyaç görünüyor. Bu bağlamda karayollarında hizmet veren kuruluşlar, sigorta şirketleri, motorlu taşıt üreticilerinin, GSM operatörleri ve yazılım şirketlerinin beraber eşgüdümlü çalışarak tüm riskleri ile sadece yol güvenliği konusunu ön plana almaları ve yeni planlara göre risk altındaki unsurlar için motive edici, kazaları önleyici tedbirler almaları istenilen sonuçlara ulaşmak için önemli bir adım olabileceği ifade ediliyor. Dolayısıyla karayollarında güvenli ulaşım olgusuna dijital teknoloji destekli bilimsel olarak ulaşım, akıllı şehirler ve yol mühendisliği seviyesinde bakmak; yayalar, seyir halindeki araçlar kapsamında yol güvenliğini ayrıca ele almanın faydalı bir yaklaşım olabileceği tahmin ediliyor. Yol güvenliği kapsamında tüm bileşenleri ile varsa dünya genelinde gerçekleşmiş uygulamalar da örnek alınarak yeni, özgün planlamaların yapılabileceği, karayollarında seyir halinde olanları etkileyecek olumsuz risklerin asgari seviyelere indirilebileceği öngörülüyor. Doğaldır ki en önemli bileşen; bir yerlere ulaşma çabası içinde yaya olarak ya da araç kullanarak seyir halinde olan herkese, güvenli trafik ve yol güvenliği için önemli sorumluluklar düşüyor.


Kaynakça:

DSÖ (2024) Dünya Sağlık Örgütü. Yol Güvenliği


9 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

コメント

5つ星のうち0と評価されています。
まだ評価がありません

評価を追加
bottom of page